7 Kasım 2016 Pazartesi

Kendimi alıkoyamıyordum, hiçbir yanlışın değişmediğini düşünemekten.

Dünyanın bize öğretildiğin farklı olduğunu sezmeye başladığım günlerin birindeydim, birisine tüm dertlerimi anlatmaya başladığımda. Tavsiye istemiyordum, yorum duymak da... Tek istediğim birinin beni dinlemesi idi.
Ben konuştum, konuştukça tüm dertlerimi döktüm. Dünyanın bana öğretildiğinden farklı olduğunu anlamamın üzerine bir şey daha eklenmişti; dünya bana yaşatılandan da daha başkaymış. Benim bir dünyam varmış, herkesinkinden başka, bambaşka. Aslında herkesin düyası başkaymış da benimki daha bi değişikmiş. Ve bunu izah etmesi oldukça zor imiş. 
Anlattıkça, düşünmüşüm. Düşündükçe, düşmüşüm. Bir şeyler değişecek diye beklerken, bir de bakmışım ki, her şey aynı. Yalnız başıma canlı sokaklarda yürürken, kentin insanlarını izlerken, dış dünyanın uğultusunu kulaklarımda duyarken kararan bir günde...
Kendimi alıkoyamıyordum, hiçbir yanlışın değişmediğini düşünmekten.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder